19/04/2015

ÜLKE NEREYE GİDİYOR? CHP NE YAPIYOR?

Ülkemiz 12 yıldır kesintisiz AKP tarafından yönetiliyor. Demokrat parti ile siyasal yaşamda dini söylem ve uygulamalarla yerini alanlar, Adalet Partisi ve ANAP içinde gruplar halinde temsil edilmiş, partileşme süreciyle birlikte hep iktidarda olmuşlardır. “Laik devlet niteliğinin ve Atatürk devrimciliğinin korunması prensiplerine aykırı” davrandıkları gerekçesiyle 1971 yılında Milli Nizam Partisi kapatılmış, yerine kurulan Milli Selamet Partisi 1973 yılında CHP – MSP koalisyonuyla iktidar koltuğuna yerleşmiştir. Daha sonra da anahtar parti konumunda önemli bakanlıkları hep elinde tutar hale gelmiştir.

Zamanın Milli Nizam, Milli Selamet partilerinin kurucuları, destekçileri, öğrencileri 12 Eylül faşist darbesinin Anayasası ve siyasi partiler ve seçim yasalarını kullanarak 12 yıldır AKP adı altında tek başına ülkeyi yönetmektedirler. Anadolu kültüründen uzak, T.C. Devletini kuranlara karşı her fırsatta düşmanca söylemlerinin ötesinde, hakaret ve iftirada bulunmaktan da geri kalmayanlar; Arap-Emevi siyasal İslam anlayışını ülkede egemen kılmaya çalışmaktadırlar. Her fırsatta bir çırpıda her türlü din, inanç, mezhep, ırk, bölge temelinde insanları isim isim sayarak ayrıştırmaktan geri kalmamaktadırlar.

Bilgi iletişim çağının tüm olanaklarını sonuna kadar haksız yere kullanan, onlarca TRT kanalıyla 24 saat propaganda yapan, yazılı ve görsel basını Devletin olanaklarıyla görmez-duymaz hale getirenler ülkeyi karanlıklara sürüklediklerinin her halde farkında değiller veya uluslararası güçler karşısında çaresiz durumdalar. Aklın, bilimin, vicdanın gerekleri ne yazık ki anlaşılmaz, ulaşılmaz hale gelmiştir. İçerikten yoksun söylemler, anlamı ve anlatımı bozuk bağırıp çağırmalarla kitleleri peşlerinde sürüklemekten geri kalmamaktadırlar. Ne yazık ki ülkeyi yönetme durumunda olan iktidar hak tanımaz cahillerin organize hale gelmiş şekline dönüşmüştür. Belki oe er tehlikelisi budur. Çıkar, güç kullanma, erki ele geçirme, hak edilmeyen zenginlikleri paylaşma, vurgun, talan, yalan, rant adeta kanıksanır hale gelmiştir. Gençler umutsuz, çocuklar çaresiz, insanlar kaygılıdır. Bir avuç haksız kazançla zenginleşenlerin yalanları gerçekleri çarpıtmaktadır.

Okulların imam-hatipleşmesi, dinsel simgelerin hoşgörü, özgürlük adı altında dayatılması, çetelerin, kanlı terör örgütlerinin dokunulmazlığı, işsizlik, yolsuzluk, yoksulluk, şehir rantı, İktidarın hukuk tanımazlığı, kamu kurumlarının denetim dışı kalması, sayıştay raporlarının TBMM’sine gönderilmemesi, yolsuzluk fezlekelerinin rafa kaldırılması, serbest piyasa ekonomisi adı altında bankacılık sistemi aracılığıyla halkın soyulması daha nereye kadar gidecek?

CHP’yi yönetenler, yönetim kademesinde bulunanlar ülkenin karanlığa gidişini sadece izlemektedirler. AKP’li belediyelerin yaptıklarının aynısını CHP’li belediyeler de yapmaktadır. AKP’de ne kadar imar yolsuzluğu, çıkar ilişkisi varsa CHP’li belediyelerde de aynısını bulmak mümkündür. Söylem ve eylemleriyle CHP halk nezdinde itibarını yitirmiştir. Taşeron işçilik sistemine karşıyız diyen CHP, kendi belediyelerinde taşeron işçi çalıştırmaktadır. Ne yazık ki inşaat ruhsatı aldıktan sonra, yapıların çatılarının tekrar açıldığını, milyonlarca dolarlık rant sağlandığını görmekten üzüntü duyuyoruz. Özellikle İstanbul’da rantın en çok olduğu belediyeler CHP’nin elindedir. Bir takım bilinen parti üst düzey yöneticileri genelde iktidar yerine İstanbul’daki yerelde iktidarı yeterli görmektedirler.

Sayın Genel Başkanı seçildiğinden beri her gittiği yerde fotoğraf karelerinin içinde bulunanlar Partiyi bu hale getirenlerdir. Derhal, hemen, hiç vakit geçirmeden CHP’nin vitrini değişmelidir. İlkeli, net, anlaşılır söylemlerle halkın karşısına çıkılmalıdır. Hayatında hiç sosyalist olmayan sosyalistlerle, Atatürk devrim ve ilkelerini özümseyememiş / özümsememiş CHP’lilerle CHP iktidar olamaz.

Özgürlüklerin korunmadığı, hukukun üstünlüğünün savunulmadığı yerlerde insandan ve insanlıktan bahsedilemez. İnsan unsurunu dikkate almayan, beceriksiz, niteliksiz, çoğunun nasıl seçildiği belli olmayan yerel yöneticiler, CHP’den geçinen siyasetçiler belki hak etmediğiniz orunu sağlıyorsunuz ancak; CHP’ye, halka, ülkeye zarar veriyorsunuz. Farkında mısınız?

19/04/2015

CHP SEÇİM BİLDİRGESİ ÖNERİLERİMİZ

Cumhuriyet Halk Partisi yöneticilerinin 2015 seçim bildirgesini hazırlarken CHP Tabanının ve halkın istemlerini dikkate almasını istiyoruz.
Önceki seçim bildirgelerindeki temel yanlışlar.
1- CHP İlkelerinin / umdelerinin altı ok olarak vurgulanması yanlıştır. CHP umdelerinin, “altı ok” olarak tanımlanması etkiyi azaltmaktadır.
2- 2011, 2007, 2002, 1995, 1991 genel seçimlerindeki seçim beyannamelerinde gereksiz ayrıntıya girilmiş, özden uzaklaşılmıştır. Önceki dönemlerde aynı konulardaki farklı söylemler, CHP”yi tutarsız, rüzgârın yön ve şiddetine göre tavır belirleyen parti konumuna düşürülmüştür.
3- Seçim bildirgelerindeki ayrıntılar, farklı kişiler tarafından farklı yorumlanması nedeniyle söylem birliği oluşturulamamaktadır.
4- Somut olaylar yerine; ahlak, namus, vicdan gibi soyut ve kişiye göre değişen vurgulardan kaçınılmalıdır.
5- … ceğiz, ….cağız şeklindeki cümle bitişleri güven vermemektedir.
6- Okunması ve kalıcı olması için kısa ve özlü olması daha yararlı olur. Hiç kimse partilerin seçim bildirgesini okuyarak oy vermiyor. Sahada görev yapan partililerin kullanabileceği slogan tipi vurguların yapılması başarıyı artıracaktır.

2015 MV SEÇİMLERİ CHP SEÇİM BİLDİRGESİ ÖNERİSİ
GİRİŞ
(Giriş kısmı, bildirgeyi hazırlayacaklara yol göstermesi amacıyla ana çıkış noktalarının gözden uzak tutulmaması için özetlenmiştir)
1927 yılındaki “Cumhuriyetçilik”, “Halkçılık”, “Milliyetçilik” ve “Laiklik” ilkelerine, 1935 yılında “Devletçilik” ve “Devrimcilik” ilkeleri eklenmiştir. 1959 yılındaki “İlk Hedefler Beyannamesi” ile CHP “eşitlik”, “adalet”, “Yargının Bağımsızlığı”, “Üniversitelerin Özerkliği”, “Sosyal Devlet”, “Basın Özgürlüğü” konularındaki görüşleri ne yazık ki istenilen şekilde ülkemizde gerçekleşmemiştir.
1980 yılından sonraki dönemlerde ise ülkemizde 1961 Anayasası ile güvence altına alınan emekçi kesimin sosyal güvenlik ve örgütlenme hakları ellerinden alınmış, köylülerin geleneksel üretim yöntemleri çağdaş usullere dönüştürülememiştir. Köyden kente hızlı göçler kırsal kesimin sorunlarını şehre taşımıştır. Şehir rantının zenginleşme aracı olarak kullanıldığı, insan hak ve özgürlüklerinin yok sayıldığı 1990’lı yıllardan sonra terör, doruk noktasına ulaşmıştır.
Ülkemizde ekonomik, sosyal, kültürel, askeri, siyasal anlamda gelişmeler sağlanamamış, olağan ve zamana uyum, bilgi iletişim teknolojisinin kullanımı şeklindeki değişimler abartılmıştır. Üretmeden tüketme alışkanlı yaşam biçimine dönüşmüştür. Teknoloji üretmeyen, üretilmesine izin verilmeyen ülkemiz, bilgi iletişim teknolojileri konusunda müstemleke durumu gelmiştir.
Eğitim kalitesinin düşmesi, ulusal eğitim politikalarının oluşturulamaması, kamu-özel farkı olmaksızın hizmetlerin kalitesinin düşmesine, verimliliğin azalmasına neden olmuştur.
Yasaların sürekli egemen sınıfların, çıkar odaklarının, finans sektörünün lehine değiştirilmesi, aynı konularda farklı yargı kararlarının verilmesi, davaların uzun sürede, çoğu da yanlış olarak sonuçlanması, yurttaşın Devlete güvenini yok etmiştir. Devletin temeli adalet terazisi artık doğru tartmamaktadır. Kararlar yasal olmadığı gibi, vicdani de değildir. Zaten yasaların büyük bir kısmı evrensel hukuk normlarından uzaktır.

CHP 2015 SEÇİM BİLDİRGESİNE ALINMASINI İSTEDİĞİMİZ KONU BAŞLIKLARI:
(Seçim bildirgesinde de bulunması geren konular; yaş, sosyal sınıf, ekonomik veri, üretim yöntemi vs. gözetilmeksizin karışık olarak yazılmıştır. Sistematik çalışma değildir Bu bildirge taslak mahiyetinde olup, yurttaş görüş ve önerilerini kapsamaktadır. İfade, sıralama konusunda bilimsel çevrelerin katkısı sağlanmalıdır.)
ÜLKEMİZİN BAŞLICA SORUNLARI
Gelinen süreçte ülkemizin temel sorunları (alfabetik sırayla);
– AB, ve Komşu ülkelerle sorunlar,
– Baskıcı yönetim anlayışı,
– Cinsler arasındaki ayrımcılık,
– Çarpık kentleşme
– Çevre kirliliği,
– Demokratik hak ve özgürlüklerin kısıtlılığı,
– Eğitim sisteminin yetersizliği ve fırsat eşitsizliği,
– Ekonominin kırılganlığı ve dışa bağımlılığı, sıcak para,
– Gelir dağılımındaki eşitsizlik,
– Güvenlik,
– Hukuksuzluk ve yargının tıkanıklığı,
– İç ve dış borç stokundaki artış,
– İnsan haklarının çiğnenmesi,
– İşsizlik,
– Kamu hizmetlerinde ve yatırımlarında kısıntıya gidilmesi,
– Kamu şiddeti,
– Özgürlüklerin kısıtlanması,
– Pahalılık,
– Sağlık sisteminin bozukluğu,
– Sosyal güvenlik sisteminin çöküşü,
– Stratejik alanlarda özelleştirme,
– Suriyeliler başta olmak üzere sığınmacıların durumu,
– Uyuşturucu kullanımı
– Vergi adaletsizliği,
– Yoksulluk,
– Yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet,
– VE YÖNETİM, SİYASET SORUNU ana başlıklar halinde sayılabilir.
Yıllardır var olan yukarıdaki sorunların bir çoğu AKP iktidarının yönetim anlayışı nedeniyle yapısal temel soruna dönüşmüştür. Etnik köken, inanç ve bölge temeli üzerinden yapılan biz-siz ayrımcılığı ile yurttaşlarımızın birbirine karşı saygısı, hoşgörüsü kalmamıştır. Anadolu insanının sevgi yaklaşımı, kin ve nefrete dönüşmüştür. İnsanlarımızın başta siyaset kurumu olmak üzere tüm kurumlarına karşı güven yok edilmiştir. Polisiye tedbirlerle, zor kullanarak, sindirme, yıldırma, istikrar bozulursa ekonomi çöker tehditleriyle ülkede barış korunamayacağı gibi, kalkınma, gönenç, çağcıl uygarlık sağlanamayacaktır.
Ulusal gelirin % 80’i, çoğunluğu AKP’li % 10’un eline geçmiştir. Ekonomik çıkar çevrelerinin doyumsuzluğu sosyal gerilim, huzursuzluk ve patlamaların da kaynağı olacak duruma gelmiştir.
HALKIMIZIN, CHP’LİLERİN İSTEMLERİ
(BİLDİRGEDE BULUNMASI İSTENİLDİĞİ ŞEKİLDE)
1- Çocuklar üzerinde psikolojik baskıya dönüşen merkezi sınav sistemine son verilecektir. Eğitim ve okullaşma seferberliği ilan edilecek. Eğitim ve öğretim standartlarına uygun sınıf sayılarının olması için çalışmalar hızlandırılacaktır. Çağın ve toplumun gereksinimlerine uygun müfredat geliştirilecektir.
2-Üniversite öğrencilerinin yurt sorunu kesinlikle en fazla iki yıl içinde sonlandırılacaktır. Üniversitelerde bilimsel ve mali özerklik sağlanacak, Siyasetin üniversiteler üzerindeki hâkimiyetine son verilecektir. Akademisyenlere iş güvencesi getirilecek, üniversiteler bilim üretir kurumlara dönüştürülecektir.
3- Milletvekilliği dokunulmazlığı, kürsü dokunulmazlığıyla sınırlandırılacak, memurların yargılanmasında mülki amirlerden izin alma zorunluluğuna son verilecektir.
4-Hukuksuz işlemlerle ilgili memurların ve güvenlik güçlerinin işlediği suçlardan dolayı Devlet tarafından ödenen tazminatlar suçu işleyen memura rücu edilecektir.
5- Vergi adaleti sağlanacak, asgari ücretten ve her türlü gelirden asgari yıllık ücret tutarı kadarından vergi alınmayacaktır. Kamu düzeninde asgari ücrete bağlanan ceza yöntemine son verilecektir. Sosyal Güvenlik Kurumu işçi, işveren SGK kesintileri toplamı % 15’yi geçmeyecek. Emeklilik sigorta sistemi genel SG sisteminden ayrılacaktır. Vergi sistemindeki muafiyet ve istisnaların tamamı kaldırılacaktır.
6- Kayıt dışı ekonomi ve sahte fatura düzenine son verilecektir. Sözleşmelerde Damga vergisi kaldırılacak, ticaretin yazılı hale gelmesi sağlanacaktır. Ticari işlemlerde 500 TL ve üzeri tüm ödemeler bankacılık sistemi üzerinden gerçekleştirilecektir. Bankaların komisyon ve masraf şeklindeki aracılık hizmetlerinden kaynaklanan kesinti yapılmasına ticari işlemlerde izin verilmeyecektir. Yıllık, makul işlemin binde birini geçmeyecek şekilde işletim ücreti karşılığında işlemler yapılacaktır. Devlet bankalarında ticari işlemlerden komisyon, masraf alınmayacak, haksız rekabet gözetilecektir.
7- İşletmelerin varlık ve borçlarının gerçek, rayiç bedel üzerinden gösterilmesi sağlanacak, bağımsız denetim küçük ve orta ölçekli işletmelerde bedeli Devlet tarafından karşılanmak suretiyle zorunlu hale gelecektir.
8- Yargının hızlı ve doğru işlemesi için önlemler alınacak. HSYK özerk hale getirilecek. Yargının tam bağımsızlığı sağlanarak kendi iç denetim mekanizmasını geliştirecektir.
9- Yargı, güvenlik, eğitim başta olmak üzere memur tayin ve atamalarda sınavla atama sistemine geçilecek. Sınavla gelinen yargı çevrelerinde görevden alma, yargı kararına bağlanacaktır.
10- Gösteri ve yürüyüşler yasası çağa uygun düzenlenecek, gösteri ve yürüyüş hakkının önündeki yasal ve idari kısıtlamalar kaldırılacaktır.
11- Askerlik süresi kısaltılacak (eğitim durumu ve yapılacak sınav sonucuna göre 2-8 ay arasında başarıya göre süre belirlenecektir.)
12- Bedelli askerlik uygulamasına son verilecektir.
13- Toplu ulaşımda indirim ve ücretsiz uygulamaya son verilecektir. 12-24 yaş arası öğrencilere aylık 100 binişlik, geliri yetersiz 65 yaş ve üzerindeki yurttaşlarımıza da aylık 30 binişlik ücreti Devlet tarafından karşılanan Türkiye’nin her yerinde geçerli seyahat kartı verilecektir.
14- Bilim ve teknolojinin gelişmesi için Üniversite – Sanayi – İşletmeler arasında işbirliği sağlanacak, finansman başta olmak üzere her türlü yardım yapılacaktır.
15-İhracatta KDV iade sistemi ihracatın gerçekleştiği anda uygulanacak, Ulusal üretimin artması için teşvik sistemi gümrük vergileri de dikkate alınarak düzenlenecektir.
16- Devlet ve özel sektörde hesap verebilirlik, şeffaflık, açıklık prensiplerine sıkı sıkıya uyulacak. Kamu harcamaları alınan mal ve hizmetin özellikleri itibariyle kamuoyuna açık hale gelecektir. Belediyelerin ve KİT’lerin hesapları yerli kuruluşlarca bağımsız denetime tabi tutulacaktır.
17- Fiyat ve etiket yasası tekrar güncel hale gelecek, farklı yer ve mekânlarda aynı tür mal ve hizmetin fiyatı denetim altına alınacak, başta turizm sektörü olmak üzere fahiş fiyat uygulamasına son verilecektir.
18- Her türlü tüketim malzemesinin satışının yapıldığı mağaza ve işyerlerinin kışın saat 18.00, yazın 20.00’den sonra çalışmasına izin verilmeyecektir.
19- Cumartesi ve Pazar günleri şehirlerarası yük taşımacılığı yapılamayacaktır. Karayolu taşımacılığında konaklama, bakım-onarım hizmet tesisleri esnafın ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yapılması sağlanacak, çalışma koşulları insani boyutlarda olması sağlanacaktır.
20- Her ne olursa olsun haftalık çalışma saati 48 saati geçemeyecektir. Bu süre ağır ve tehlikeli işlerde 40 saatten fazla olamayacaktır.
21- İşçi haklarını kısıtlayan, sigortasız işçi çalıştıran firmaların faaliyetlerine son verilecek, aynı kişilerin tekrar iş yeri açmasına izin verilmeyecektir.
22- Tarım ürünlerinin ıslah, yetiştirme, satış aşamalarında Devlet desteği sağlanacak. Tarım ürünlerinde yerli tohum kullanılması için önlemler alınacaktır.
23-Besi hayvancılığının yanında mera hayvancılığı için işyeri, organizasyon, veterinerlik hizmetleri teşviklerle sağlanacak. İhracata yönelik tarım ve hayvancılık desteklenecektir.
24- İşsizlik ve iş güvencesi sorunu çözülecektir.
25- Seçim yasası değiştirilecek, nüfus yerine seçmen sayısı esas alınarak seçim çevrelerinde milletvekili sayısı belirlenecek, nispi temsil ve tercihli oy sistemi getirilecektir.
26- Tarihi eserlerin, kültürel değerlerin tamamı kayıt altına alınacak, röleve çalışmaları yapılacak, aslına uygun tamir ve bakımları yeterliliği kanıtlanmış firma ve ustalarla yapılacaktır.
27- Sağlık hizmetlerinde reformlara devam edilecek, sağlığın ticaretine son verilecektir. Hasta-sağaltım hizmetlerinde süreklilik ve tamlık dönemi başlatılacaktır.
28- Şehirlerde muhtarlık ve kaymakamlık sistemine son verilecektir. Kaymakamların görevleri vali yardımcıları aracılığıyla yapılacak, muhtarlık hizmetleri belediye başkan yardımcısı aracılığıyla yürütülecek, Belediye başkanları gibi, başkan yardımcıları da seçimle belirlenecektir.
29- Trafik kurallarına başta kamu araçları olmak üzere kesinlikle ceza ve eğitim sistemiyle uyulması sağlanacak, geçiş üstünlüğüne haiz araçlar dışında kamu, özel araçların ayrıcalıkla hallerine son verilecektir.
30- Makam aracı uygulaması araziye çıkış, denetim vs. zorunlu haller dışında kaldırılacaktır.
31- Ormanlar, ormanlık alanlar, zeytinlikler, kıyılar imara kapatılacaktır.
32- Sanat ve sanatçılar korunacak, toplumun gelişmesine katkıları desteklenecektir.
33- Taşeronluk sistemine son verilecektir.
DENİLMESİNİ İSTİYORUZ.
CHP TABAN HAREKETİ

19/04/2015

CHP TÜZÜK HÜKÜMLERİ

CHP
TÜZÜK
PARTİ SUÇLARI
Madde-70
Aşağıda yazılı olan tutum, davranış ve eylemler ile bunların yapılmasını desteklemek, kolaylaştırmak ve övmek parti suçudur. (19.11.2005 tarihli Kurultay kararı ile değişik)
A. Kesin Çıkarma Cezası Gerektiren Parti Suçları
a. Programa ve Tüzük kurallarına, kurultay ve yetkili organ kararlarına aykırı davranmak,
b. Partide aldıkları görev ve sorumlulukla ve üyelikle bağdaşmayan tutum ve davranışlarda bulunmak,
c. Parti kayıt ve defterlerini saklamak, görevi devir sırasında bunları teslim etmemek,
d. Parti doğrultusuna ve temel ilkelere aykırı siyasal çalışmalara ve eylemlere katkıda bulunmak,
e. Parti adaylarına karşı veya başka parti adaylarından yana açık veya gizli çalışmak,
f. Kurultay, kongre, grup ve meclis işlemlerinin, seçim çalışmalarının yasa, tüzük ve yönetmelik kurallarına uygun olmasını engellemek, bozmak, bozdurmak amacı ile yetkili
organlara ve kişilere karşı Tüzüğe uygun itirazlar dışında her türlü engelleyici davranışta bulunmak,
g. Partiye üye yazımı ve temsille ilgili kuralları çiğnemek, parti içi seçimlere hile karıştırmak,
h. Parti çalışmalarında, özellikle kurultay ve kongrelerde üyelere ve görevlilere eylemli saldırıda bulunmak, çalışmayı engellemek veya önlemek.
B. Geçici Çıkarma Cezası Verilecek Parti Suçları

B. Geçici Çıkarma Cezası Verilecek Parti Suçları
a. Gerçeğe aykırı olarak Partide kendisine belli görevler verilmiş gibi davranmak ve çalışmak,
b. Parti içinde ayrılık gözetmek ve ayrımcılık yapmak,
c. Gizli yapılması kararlaştırılan toplantılardaki konuşmaları açıklamak,
d. Parti çalışmalarında üyelere sözlü ya da eylemli saldırıda bulunmak, Parti düzenini bozmak, çalışmaları aksatmak,
e. A bendinin (e), (f), (g) ve (h) alt bendlerinde belirtilen parti suçlarının özel koşullar nedeniyle hafi f sayılacak durumlarında suç sayılan eylemi işleyenin etkin pişmanlık
göstermesi halinde görevli disiplin kurulunun takdiri ile geçici çıkarma cezası verilebilir.
C. Kınama Cezası Verilecek Parti Suçları
a. Parti yararlarını zedeleyici yayın ve propaganda yapmak,
b. Parti görevlilerini küçültücü sözler söylemek, Parti çalışmalarını zorlaştırıcı eylem ve davranışlarda bulunmak,
c. Partili üyeler ve yöneticiler hakkında bilerek ve isteyerek aslı olmayan söylentiler çıkarmak, bunları yaymak,
d. Geçerli özrü olmaksızın seçimlerde oy kullanmamak,
e. B bendinin (a), (b), (c) alt bendlerinde belirtilen parti suçlarının özel koşullar nedeniyle hafi f sayılacak durumlarında ve parti suçu sayılan eylemi işleyenin etkin pişmanlık göstermesi halinde görevli disiplin kurulunun kararı ile kınama cezası verilebilir.
D. Uyarma Cezası Verilecek Parti Suçları
a. Partililerin kişilikleri ile uğraşmak, parti üyeleri hakkında küçük düşürücü sözler söylemek, sövmek,
b. Parti binalarına ve mallarına zarar vermek,
c. C bendinin (a) ve (b) alt bendlerinde belirtilen parti suçlarının özel koşullar nedeniyle hafi f sayılacak durumlarında ve suç sayılacak eylemi işleyenin etkin pişmanlık göstermesi halinde görevli disiplin kurulunun takdiri ile uyarma cezası verilebilir.

DİSİPLİN CEZALARI
Madde-71
Disiplin cezaları “uyarma”, “kınama”, “geçici çıkarma” ve “kesin çıkarma”dır.
Uyarma, yazılı olarak dikkat çekmektir.
Kınama, yazılı olarak kusur bildirmektir.
Geçici çıkarma, üyenin Partiden bir yıldan iki yıla kadar ilişkisinin kesilmesidir.
Kesin çıkarma, üyenin süresiz olarak parti ile ilişkisinin kesilmesidir.
Kınama cezası alanlar bir (1) yıl süre ile parti organlarına seçilemezler, seçilmiş iseler görevden alınırlar. (26.02.2012 tarihli 16. Olağanüstü Kurultay kararıyla değişik)
Geçici çıkarma cezası alanlar, bu süre içinde parti üyelerine tanınan hakları kullanamazlar ve cezalarının tamamlanmasından itibaren altı (6) ay süre ile parti organlarına seçilemezler.
Geçici çıkarma cezasının uygulanması sırasında kişinin, Parti Programına, Tüzüğüne ve yetkili organların bağlayıcı kararlarına uyma yükümlülüğü devam eder. (26.02.2012 tarihli 16. Olağanüstü Kurultay kararıyla değişik)
Kınama ve geçici çıkarma cezaları, cezayı veren kurul tarafından, üyenin yazılı bulunduğu il ve ilçe başkanlıklarına bildirilir ve ilgilinin cezası, defterlere ve çizelgelere işlenir. Ayrıca üye
kütüğüne işlenmek üzere Genel Sekreterliğe verilir. (26.02.2012 tarihli 16. Olağanüstü Kurultay kararıyla değişik)
Kesin çıkarma cezası alanların adları defterlerden ve üye kütüğünden silinir, kimlikleri Genel Sekreterlikçe bütün örgüte duyurulur.
Disiplin kurulları; cezaların yürürlük tarihlerini, önlemliler için önlemin alındığı tarih; önlemli olmayanlar için kararın kesinleşme tarihini kararlarında belirtirler.
Üyeler hakkında disiplin cezası isteminde bulunan organ, suçlama konusu fi ili, bu fi ilin hukuki nitelendirmesini ve istediği cezayı açık olarak belirtir. Disiplin kurulu, yetkili
makam tarafından isnad edilen fi ille bağlıdır; ancak hukuki nitelendirmeyle ve talep edilen cezayla bağlı değildir.
Kovuşturma sonunda kanıtlara göre karar verilir. (26.02.2012 tarihli 16. Olağanüstü Kurultay kararıyla değişik)
Disiplin cezası alanlardan, aynı parti suçunu yineleyenlere, bir üst ceza verilir.
KARARLAR VE İTİRAZ
Madde-72
Kendilerine gönderilen dosyaları il disiplin kurulları (2) ay, Yüksek Disiplin Kurulu (4) ay içinde karara bağlarlar. (19.11.2005 tarihli Kurultay kararı ile değişik).
Bu süre içinde sonuçlandırılmayan işler için gerekçesi gösterilerek Parti Meclisi’nden ek süre isteyebilirler. Verilecek ek süre bir aydan uzun olamaz.
Yüksek Disiplin Kurulu ve Grup Disiplin Kurulu kararları kesindir.
İl Disiplin Kurulu kararlarına karşı il yönetim kurulu ve ilgilisi (10) gün içinde Yüksek disiplin Kurulu’na gerekçeli olarak itiraz edebilirler.
Yüksek Disiplin Kurulu erteleme kararı vermemişse, itiraz il disiplin kurulu kararının uygulanmasına engel olamaz.
Parti organlarının kararlarına karşı yasalara ve Tüzüğe uygun itiraz hakkı sınırlanamaz ve itiraz suç sayılmaz.

18/04/2015

MERKEZ YOKLAMASI MI? ÖN SEÇİM Mİ?

Sayın Genel Başkanımız,
Sayın PM Üyelerimiz,
CHP TABAN HAREKETİ adı altında 2004 yılından bu yana CHP’nin yerelde ve genelde iktidar olabilmesi için çalışıyor, çabalıyoruz. CHP örgütlerinde siyaset yapan parti emekçileriyle, seçimlerde CHP’ye oy veren yurttaşların kendilerini ifade etmeleri, ait olma duygusunun pekiştirilmesi, CHP ilke ve hedeflerinin doğru şekilde anlaşılması için yurt genelinde çoban ateşlerinin yakılmasını sağladığımıza inanıyoruz. Yerel basın yayın kuruluşları başta olmak üzere her türlü iletişim olanaklarını kullanarak CHP’lilere ve yöneticilerine ulaşmaya çalıştık. CHP’nin hiçbir yönetim kademesinden CHP TABAN HAREKETİ adını kullanarak istemde bulunmadık. Yapmış olduğumuz duyurular, basın açıklamaları, toplantılar vs. yöntemlerle görüş ve düşüncelerimizi CHP yöneticileri ve kamuoyuyla paylaşmaya çalıştık. Bildiğimiz doğruları dosdoğru söyledik. Görüş, öneri , eleştiri, isteklerimiz www.chptabanhareketi.com internet sitesinde yayınlanmaktadır.

CHP yönetim organlarında görev alanların istifa süreciyle birlikte zorunlu olarak milletvekili aday adaylarının kimlikleri belirlenmeye başladı. 7 Haziran 2015 günü yapılacak genel seçimlerde milletvekili adaylarının nasıl belirleneceği konusunda Partimiz henüz karar vermedi. Siyasi partilerin hangi seçim çevresinde ön seçim veya aday yoklamasının YSK’ya bildirilmesinin son günü 14 Mart 2015, ön seçim sürecide Mart ayı sonunda bitiyor.

Ankara, İstanbul, İzmir başta olmak üzere Bursa , Adana, Antalya, Konya illerinde milletvekili aday adaylarının üyelere ulaşmaları mümkün olmadığı gibi, kendilerini tanıtmaları, ön seçimde yarışmaları da eğer parası yok, medyayı özellikle TV’yi kullanamıyorsa zor. Birebir, yüz yüze temas sağlaması olanaksız.

Yıllardır savunduğumuz görüş seçimlerde aday belirleme usulünün Demokrasinin olmazsa olmaz koşulu olarak ÖN SEÇİM. İlçe, İl, Kurultay seçimlerinde ise ÇARŞAF LİSTE uygulanması önerisinde bulunduk. CHP’nin üye yapısı ve yönetim anlayışı itibariyle başarılı olamadık. Değişimi tabandan tavana doğru sağlayamadık. Bu bizim eksikliğimiz ve kusurumuz olduğu kadar sizlerin de kusuru olduğunu, 12 Eylül darbe anlayışının düzenlediği Siyasi Partiler yasasından kaynaklandığını belirtmek isteriz.
Biz biliyoruz ki 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturma kayıtlarında AKP’liler kadar olmasa da MHP’li ve CHP’lilerde var. Partide yolsuzluğa bulamışların egemenliklerinin son bulmasını, CHP’nin geçmişine yakışan, ilkeleriyle bağdaşan sürecin yaşanmasını istiyoruz.

Yıllardır Partinin olanaklarını kullanarak kendi tanıtımlarını yapanlar ile, günümüz medya çalışma pratiği dikkate alındığında PİAR çalışmalarıyla parasal gücünü kullanarak seçilebilecek konuma gelebilecek kişiler yararına CHP Parti Meclisinin karar almaması gerekir. Gerçek partili olmasına rağmen geçimini siyasetten sağlamayan, mesleğini, işini icra edenler ile siyaset simsarlarının aynı kategoride 15 günlük süreç içinde ön seçimde birlikte yarıştırılmaları haksızlık olacaktır. Kuzu ile kurdun yarıştırılması mümkün mü? Aday adaylığı başvuru, propaganda, tanıtım, ön seçimin 15 günde bittiği / bitirildiği yöntem sağlıklı ve doğru yöntem olmadığı açıktır. İl, İlçe seçimlerinde çarşaf liste uygulamayanların, geçmiş dönemlerde ön seçimi savunmayanların birden bire demokrasi havarisi kesilmesi düşündürücüdür.
Partilerde gerçek ön seçim seçimlerden en az 12-16 ay öncesinden başlanır, aday adayları başvurularını yapar, makul başvuru parası alınır. Elde edilen gelirler kullanılarak, Partinin yapacağı toplantı, panel, konferanslarda dinlenir, kamuoyuna sunulur. 8-12 ay süreç içinde zaten adayların % 80’i elenir veya çekilir. Ortak tanıtım platformlarında yer almış, kabul görmüş, nitelikle % 20 ön seçime girer. Son 15 günde yapılacak ön seçim doğru sonuçlar vermeyecek, gerçekten ülkeye ve partiye katkı sağlayacaklar elenecektir.
Elbette kendisini CHP’li olarak tanımlayan, CHP’liyim diyen herkes CHP’den milletvekili seçilebilir. Meşrebine, soy kütüğüne bakarak hiç kimse dışlanamaz, öne çıkarılamaz. Her üye özgürdür ve eşit haklara sahip olması gerekir. Geçmişte yaşanan olumsuzlukların tekrarlanmaması, milletvekili pazarlarının kurulmaması için CHP TABAN HAREKETİ olarak aşağıdaki görüş ve önerilerimizin dikkate alınmasını istiyoruz. Eksikliklerimizin tamamlanması, yanlış ifadelerin hoş görülmesi CHP yöneticilerinden isteğimizdir. Devlet Devlet, Bakan Bakan, Milletvekili Milletvekili, Yönetici Yönetici, Üye Üye, doğru doğru olsun diyorsak;
1- CHP yönetimince kontenjan uygulaması dolgu veya vitrin olarak kullanılmamalı,
2-CHP’de milletvekilliği ve Parti Yöneticiliği süre/dönem kısıtlaması olmadığından 2 veya daha fazla dönem yöneticilik ve milletvekilliği yapmışlardan % 1 kontenjan dışında kesinlikle geri kalanlar ön seçimle seçilmeli,
2- İl, İlçe yöneticiliği görev yerleridir. Kesinlikle Milletvekilliği basamak yeri değildir. Özellikle İl ve İlçe yöneticileri ile Belediye Başkanı, Belediye Meclisi görevlerinden ayrılanların tamamı istisna gözetilmeksizin ön seçime katılmalı, merkez yoklaması veya kontenjan haklarından yararlanmamalı,
4- Ankara, İstanbul, İzmir İllerinde tanıtım, propaganda ve Partinin gereksinimleri dikkate alınarak seçim yönteminden çok, seçilecek milletvekillerinin nitelikleri ön planda tutulmalı, ilkesel kararlar alınarak uygulanmalı. Unutmamak gerekir ki özellikle İstanbul’da Atatürk gelse ön seçimi kaybeder.
5- Sivil Toplum Örgütleri, Odalar, Sendikalar siyasetin alt kademe yeri değildir. Eğitim-Sen dışında gerçek anlamda görevini yapan, meslek etik kurallarını uygulayan meslek odası kalmamıştır. Kesinlikle ve kesinlikle CHP ile organik bağı bulunmayan, CHP içinde siyaset yapmayan Sendika, Oda temsilcileri transfer usulüyle milletvekili adayı yapılmamalı, bu yöntem daha başlangıçta kapatılmalıdır.
6- CHP’den milletvekili seçileceklerin ortak özelliklerinin neler olacağı ilkesel olarak belirlenmelidir.
Seçim çevrelerinde uygulanacak usullerin belirlenmesi sırasında ana başlıklar halinde saydığımız temel ilkelerin gözetilerek karar alınmasını istiyoruz. Partimiz yöneticilerinin en doğru kararı vereceklerini umuyor, selam ve saygılarımızı sunuyoruz. 12 Mart 2015
CHP TABAN HAREKETİ

20/12/2014

CHP Taban Hareketinden CHP Üyelerine Mektup – 2004

Sevgili Partili Arkadaşlar;

Bizler; bir grup Parti Örgütü emekçisiyiz. Partimizin iktidara gelmesine katkıda bulunmak, bunun için de olumsuz gidişe dur demek ve doğrulara ulaşmak amacıyla CHP TABAN HAREKETİ çalışmalarını başlatmış bulunuyoruz. Çünkü bizler Parti vitrinindeki değişimleri, gerçek değişim olarak görmüyoruz. Yukarıdan aşağıya değişim ve örgütlenme yerine, aşağıdan yukarıya, yani tabandan başlayan değişime ve örgütlenmeye inanıyoruz.Partimizin, tüm örgüt emekçilerinin katılımıyla geçireceği bir değişim ve yenileşmeden sonra iktidara gelebileceğini düşünüyoruz.

Maalesef bugün Partimiz; seçimden seçime çalıştırılan,siyaset üretemeyen, parti içi eğitimin yapılmadığı, Ülkemiz siyasetine yeni bir açılım getiremeyen, dar kadroculuk, delege ağalığı,bölgecilik ve etnik siyasetin önemli ölçüde egemen olduğu, üyeler arasında gerekli iletişimin bulunmadığı, karar alma ve atamalarda patronaj sisteminin uygulandığı, parti içi demokrasinin iyi çalışmadığı, gençliğe ve kadınlara yeterince önem vermeyen ve giderek siyasetin rant için yapılmaya başlandığı, katılımcılık, saydamlık ve hesap verebilirlikten yoksun bir parti görünümündedir.

Partimiz; mevcut yapısı, işleyişi ve yönetici kadrosuyla, üyelerinin ve halkın güvenini yitirmiş durumdadır. Ne yazık ki, zaman geçtikçe, kaybedilen güveni yeniden kazanabilmek için çok daha büyük bir çaba harcanması gerekecektir.

Oluşturduğumuz CHP TABAN HAREKETİ’nin amacı; yukarıda bahsedilen olumsuz gidişi olumluya çevirecek bir çoban ateşi yakmaktır. Bu ise “özgür partililer” in aktif olması ile mümkündür. O nedenle, benzer düşüncelere sahip arkadaşların bir araya gelmesini ve örgütlenmesini öneriyoruz.

Kendimizi “muhalefet” olarak nitelendirmiyoruz. Çünkü amacımız kişiler değildir: CHP de değişimi sağlayacak ilkeleri hayata geçirmektir.

Bu amaçla biz, bir grup örgüt emekçisi olarak bir araya geldik ve çalışmalarımızı başlattık. Her hangi bir liderimiz yoktur, liderlik yerine demokratik yöneticiliğe inanıyoruz. Hepimiz aynı derecede sorumluyuz. Sosyal hareketlerin zaman içinde hak eden arkadaşımızı yöneticiliğe taşıyacağını düşünüyoruz. İşe, kendi bakış açımızdan Partimizin sorunlarını saptayarak ve çözüm yollarını önererek başladık. Daha sonra katılımcı bir yöntemle ve her noktasını defalarca tartışarak oluşturduğumuz görüş ve önerilerimizi bir kitapçık(broşür) haline getirdik. Sizlerin görüşlerinize sunuyoruz. Bu kitapçık, bir akademik çalışma ve değişmez bir metin değildir. Daha çok parti içi deneyimlerimize ve tanıklıklarımıza dayanmaktadır. Çoğu sizlerin de tanık olduğu şeylerdir. Arkadaşlarımızdan gelen öneri ve katkıları da dikkate alarak geliştirmeye çalışıyoruz. Böylece sorunlar ve çözümleri üzerinde geniş bir mutabakata varacağımıza ve bir dil birliği sağlayacağımıza inanıyoruz. Her geçen gün , CHP Taban Hareketi’ne ilgi ve katkının giderek arttığını mutlulukla görmekteyiz.

Örgütlenme ve çalışma yöntemi olarak ; Kurtuluş Savaşımızda Kuvayı Milliyecilerin benimsediği ve tarihsel mirasımızı oluşturan “müdafaayı hukuk yöntemi”ni uygulamaya çalışıyoruz.
Sevgili partili arkadaşlar,

Bulunduğumuz durumda olması gereken; Partimizin süratle bir değişim geçirmesi, kendisini yenilemesi, siyaset üretebilmesi ve yerel yönetimlerden başlamak üzere iktidar seçeneği haline gelmesidir. Ülke ve dünya sorunlarına ancak bu şekilde yanıt verecek duruma gelebiliriz.

Ayrıca CHP’nin mevcut kadrosu ile halk ve örgüt arasında doğmuş bulunan güven bunalımının aşılması gerekir. Bunalımın kesin çözümü; Partinin çalışma şeklinin, yönetici kadrolarının ve ideolojisinin yenilenmesinden geçmektedir.

Belirttiğimiz ilkeleri ve yöntemi temel alarak; Partimize katkı için tabandan başlattığımız bu harekete, sizleri de katılmaya davet ediyoruz. CHP TABAN HAREKETİ, sizlerin katkılarıyla büyüyecek ve gelişecektir.

Dileğimiz bu hareketin, Bakırköy’ün sınırlarını da aşarak CHP’deki değişimi başlatacak bir kıvılcım olmasıdır.Çünkü ülkemizdeki gidiş iyi değildir ve Türkiye’nin CHP’ye her zamankinden daha fazla gereksinmesi vardır.
Bu değerlendirmelerimizin çerçevesinde 2005 yılının; Dünya, Ülkemiz, CHP ve Partililerimiz açısında barış, mutluluk ve olumlu yönden gelişmelerle dolu olmasını diliyoruz.
Aralık 2004

Saygılarımızla;

WordPress gururla sunar | Tema: Spicethemes tarafından geliştirilen Spiko